Son blog yazımızın üzerinden çok uzun zaman geçmiş. Neler oldu neler. O zaman arayı kapatalım 😊
İlk olarak daha önceki
paylaşımlarda meydana gelen majör değişiklikler ile başlayalım. Murat’ın ayrı
bir orta vadeli portföyü yok artık. Konya’da finansal özgür olana kadar kalmak gibi
bir niyetimiz vardı. Yeni adresimiz Bursa ve Murat yabancı bir şirkette, Zeynep
ise muayenehane açıyor. 1 Temmuz 2021 itibari ile hisse senetleri birikimlerimizi
birleştirdik. Altın, Döviz gibi varlıklar karmaşık. An itibari ile tarifi bile
zor çünkü Murat dolar ile maaş alıyor ama özellikle muayenehane için
giderlerimizin de hepsi dolarla olduğundan neler olup bitiyor idrak etmek oldukça güç. Bu
süreçte iki kredi çektik. İkisi de 1.55’ten ilki 50k diğeri ise 250k ve bu
kredilerin durumları hakkında tabi ki en az bir paragraf olacak. O zaman
başlayalım. Bakalım bir oturuşta hikayenin neresine kadar gidebileceğiz. Ayrıca
bu sene Konya’ya has danagözü üzümü ile şarap yapmayı denedik fakat şeker
seviyesini takip etmediğimiz için bu yıl şaraplarımız başarısız oldu
diyebiliriz. Hoş bir içimi var ama şarap demek zor 😊
Biz artık Konya’dan gidiyoruz. Bu şehir günümüzde biraz garip, doğrudur. Yine de
koca Anadolu Selçuklu başkenti. Üzümcülük ve şarapçılık geçmişi var. Bizim bir
hayalimiz vardı birgün Konya’da hem de kalkınma ajansının desteği ile filan
(nasıl naifmişiz nasıl) Konya’ya has üzümlerle Rumi diye bir marka ile şarap
yapmak istemiştik. Hayaldi tabi sadece ama üzdüler bizi.
İlk olarak portföyün
birleştirilmesi kararından başlayalım. 1 Temmuz’dan itibaren virman işlemini
yapıp hepsini aynı hesapta topladık. Bunun ardından Aralık ayına kadar müthiş
eklemeler yaptık. Bu dönemde tabi ki değişiklikler oldu ama özellikle Aralık
ayında Murat’ın devlet memurluğundan istifasından sonra ekleme yapmak konusunda
tutuk davrandık. Daha detaylı bir analiz 1 Temmuz sonrasında yapmak doğru
olacaktır. Güncel olarak tamamı temettüye ayrılmış (satılması yasak – tabi bizim
için, blokaj koyulan diyelim) portföy detayı şu şekilde; ISMEN %29, EREGL %27,
BIMAS %5, ARCLK %7, ANHYT %5, AKSA %4, VESBE %13, TOASO %4, ISYAT %6.
Bunun içerisinde Kasım ayında
kullandığımız 50k ve 1.55 faizli 6 ay geri ödemeli bir kredi var. Bu kredi EREGL
sayesinde hızlıca kendisini amorti etti ve dolar bazlı dahil her şartta kendini
kurtardı. Yani o dönemde aslında biz sadece kredi ödedik ve 50k yatırımı peşinen
yapmış gibi yüksek bir prim elde ettik. Müthiş bir başarı ile sonuçlandı doğrusu.
Bu kredinin hemen ardından tarihsel olarak araya Murat’ın istifası girdi, panikleyip
o kredili işlemi büyük bir kar ile sonlandırdık. Sonra baktık finansal olarak işler
yürüyor (bunu bir sonraki yazıda anlatacağız, detay vermek istiyoruz :D) ve Zeynep
için muayenehane açmaya karar verdik. Yeni bir kredi çektik. Bu kredi için
Murat al-sat yapıyor ama yine anlık değil, en azından haftalık ortalama ya da
hedef takip ediyor. 24 ay vadeli çektiğimiz 250k kredi birkaç aydır kendi taksitlerini
ödediği gibi anlık kapama durumunda tatmin edici miktarda artıda. Bu kredi ile
genellikle EREGL ve VESBE hareketlerini takip ediyor Murat ama özellikle son
iki haftadır radarına ANHYT ve ISMEN girdi. Bu yazı yazılırken %15 civarında da nakit tutuyor. Murat’ın pesimist
bir insan olmasına rağmen kredinin kendini ödeyeceğini düşünmesi umut verici.
Nitekim aylardır da ödüyor ama kredili işlem her zaman risklidir ve biz de
tetikteyiz. Onun dışında BIMAS’ın son temettü düzeltmesi ile birlikte bu 1
yılda temettü verimimiz %10.54. Son derece tatmin edici. Biz finansal özgürlük
hesaplarımızda %7 kullanmıştık. %3 buradan artımız var ama son tahlilde dolar
bazlı yıllık getiri tabi ki negatif görünümde. Bakalım hala 3 hafta var, yıllık
sonuçlara bakacağız.
Bu arayı kapatma yazımıza şarap
ile devam etmek istiyoruz. Üzüm mevsimi geldiğinde arabaya bindik ve Konya’da
üzümü meşhur köylere gittik. Bir köyde danagözü diye bir üzüm gördük. Ardından
biraz araştırdık, gerçekten coğrafyaya has bir üzüm olduğunu gördük. Ardından bir
önceki yıl üst düzey bir şarap üretmiş olmanın yüksek özgüveni ile köylülerden
100 kilo üzüm talep ettik. Bu arada Murat’ın dediğine göre bir önceki yıl gerçekten
Diyarbakır karası ile yaptığı o şarap, Arjantin’de malbec mendoza şarapları ile
pazarda rekabet eder. Murat’ın burada en büyük şansı (alkol ile olan yakın
ilişkisinin dışında) Bordeaux, Portekiz ve Arjantin gibi şarapları ile meşhur
yerlerde bulunup hepsinden tadabilmiş olması. Belki sertifikalı değil ama bir
damak hafızası var. Elbet eğitim şart, o tartışmasız. Neyse efendim, tam
hazırlıklarımızı yaptık bir gittik köylü canım abimiz demez mi 45 kilo var. Başımızdan
kaynar su döküldü. Biz 100 kiloya göre yapmıştık hazırlığımızı. 15 kilo kırma bağ
üzümü aldık. Şekerlisini tercih ettik ama daha ilk günden içimize sinmedi.
Sonra işlemleri yaptık, ilk tadım fena değildi. İyi bir şıraydı. En nihayetinde
gerçekten renk olarak 10 üzerinden 10 olan, koku olarak aromatik ama alkolsüz
olan ve sonuçta lezzet olarak oldukça zayıf bir ürün elde ettik. İçiyor muyuz? Evet,
çünkü kötü değil, hoş bir içecek fakat şarap değil 😊
Bakalım Bursa’da şarap sevdamız nasıl devam edecek. Bu sefer burada bırakalım.
Artık daha sık yazmaya çalışacağız.
Saygı ve sevgilerle, görüşmek
üzere.
Twitter'daki duyurunuzdan beri ara ara blogu kontrol ediyordum yazı geldi mi diye. Uzun bir aradan sonra yeniden blog yazınızı okumak harika. Sadece Murat hoca iş değiştirdi diye biliyorduk, Zeynep hoca da muayenehaneciliğe başlamış. İkinize de hayırlı olsun :)) tıptan uluslararası freelancer bir işe geçme hikayesi ilginç bir hikaye olmalı, detayları gelir mi acaba?
YanıtlaSilHocam kusura bakmayın benim (Murat) bilgisayar kullanımı ve şifre hatırlama ile ilgili sıkıntım var :D geç bir cevap oldu. Bugün ikimizde birer blog yazmayı deneyeceğiz. Ben Kamu'dan istifa edip freelancer ve özeldeki tecrübelerimi, Zeynep ise muayenehaneciliğe giriş 101 ve akıl almaz iş görüşmelerimizi :D bakalım bugün bitirebilecek miyiz?
YanıtlaSil